Planjon, plonjan,substernal, intratorasik, göğüs içi guatrın ameliyatsız damar tıkama ile tedavisi 

    Tiroid bezinin guatr veya nodüler büyümeleri bazen göğüs boşluğuna doğru uzanır. Bu durum burada bulunan nefes borusu, yemek borusu, damarlar ve sinirlerde bası oluşturabilir. Hastalarda ağrı, öksürük, nefes almada zorluk, zatürre, yemek yemede zorluk, ses kısıklığı, sinirlerde hasar, damarlarda bası gibi ciddi şikayetlere neden olabilir. Ameliyatın kendine ait ve göğüs boşluğunun açılması gerekliliğinde buna ait risk ve komplikasyonları bulunmaktadır.

    Tiroidal arter embolizasyonu denen , ameliyatsız damar tıkama tedavisi, tiroidi besleyen atardamarların tıkanması, beslenmesinin azaltılması ve küçülmesini sağlayan nispeten yeni bir yöntemdir. Girişimsel Radyologlar tarafından uygulanan bu tedavi daha önceki çalışmalarda güvenli etkin bir tedai olarak tanımlanmıştır. Pek çok ameliyat olma şansı olmayan veya ameliyat olmak istemeyen hastalara tedavi seçeneği sunmaktadır.

    Anjiyo gibi kasıktaki atardamardan girilerek , ince hassas teller ve borular yardımı ile boyunda tiroid dokusunu besleyen atardamarlara ilerlenerek burada ince kürecikler verilerek tıkama işlemi yapılır. Tiroid dokusunu ve nodülleri besleyen başlıca 4 damardan ikisi veya üçü tıkanır. Kalan damarlar normal tiroid dokusunu besleyerek normal fonksiyon göstermesini sağlarlar.  İşlem yaklaşık 1, 1.5 saat sürer. İşleme bağlı ölüm riski %1-2 arasında bildirilmiştir. Nadiren ses kısıklığı , nefes almada güçlük ,tiroid hormonlarında geçici yükselme, inme ve giriş yerine bağlı komplikasyonlar, hedef dışı damar tıkanmasına bağlı komplikasyonlar (% 5 in altında) gelişebilir. İşlem sonrası aynı gün taburcu edilerek evinize gönderilirsiniz. Takiplerde ortalama 6. ayda tiroid bezi ve nodül boyutlarında ortalama %50 küçülme izlenebilir. Bu da bası semptomlarını ortadan kaldırarak hastada klinik iyileşme sağlar. 

    Tiroid arterlerinin tıkanması (SETA) işleminin diğer yöntemlere avantajları nelerdir?

    Ameliyatsız bir tedavi yöntemidir. Ağrısız ve ciltte iz bırakmayan, tedavi sonrası hemen günlük yaşamınıza geri dönebileceğiniz konforlu bir tedavidir. Komplikasyon oranları oldukça düşüktür (yüzde 5 in altında). Nüks halinde kolaylıkla tekrar uygulanabilir. Bu tedavi yöntemi daha sonraki ameliyat dahil diğer tedavi yöntemlerine bir engel teşkil etmez.

-          Ameliyattan korkan hastalara da rahat bir tedavi seçeneği sunar.

-         Ameliyat sonrasında ömür boyu ilaç kullanmanız gerekebilir. Bu yöntemde gerekli değildir.

-          Bu tedavi yönteminde hastalığın iyileşme oranı oldukça yüksektir.

-          Ameliyatla tedavi olmayla kıyaslanırsa, oldukça rahat ve kolaydır.

-          Ameliyata göre risk ve komplikasyonları çok daha azdır.

-          Hastaların evlerine ve günlük yaşam tempolarına dönmeleri daha hızlı olur.

-          Narkoza ihtiyaç kalmaz, lokal anestezi ile işlem tamamlanır.

-          Kozmetik açıdan sonuçlar oldukça memnun edicidir. Dikiş izi, yara izi yoktur.

-          Tedavinin başlayıp bitmesi oldukça hızlıdır. İşlem çabuk biter.

-          Bu tedaviden fayda gören ve başkalarına öneren hastaların oranı yüzde 95 lerin üzerindedir. Hastaların çok memnun kaldığı bir tedavidir.